- Hakkımızda
- Hece Kitapları
- Dilbilim
- Antoloji
- Tarih
- Anlatı
- Bilim ve Teknoloji
- Günlük
- Portre
- Gezi/Anlatı
- Biyografik Roman
- Hatıra
- Akademik
- Söylev
- Mizah
- Polisiye Roman
- Yardımcı Kaynak İngilizce Kitaplar
- Yardımcı Kaynak Soru Bankaları
- Okul Öncesi Kitapları
- Araştırma
- Biyografik İnceleme
- Anı
- Armağan Kitap
- Biyografi
- Çocuk
- Deneme
- Destan
- Din
- Düşünce
- Eleştiri
- Felsefe
- Gezi
- İnceleme
- Konuşma
- Mektup
- Nasihatname
- Oyun
- Öykü
- Roman
- Seçki
- Sempozyum
- Şiir
- Söyleşi
- Sözlük
- Yaşantı
- Hece Dergisi
- Hece Öykü Dergisi
- Hece Dergisi Özel Sayıları
- Dergi Abonelikleri
- Yazarlar
- Satış Noktaları
- İletişim Bilgilerimiz
- Yazarlarımızın Dikkatine
- Kargo Teslimat Bilgileri
- Dergi Abonelikleri Hakkında
- Hece’den Haberler
- Basında HECE
- Fotoğraf Galerisi
- Ziyaretçi Defteri

-
HECE Dergisi Son Sayı,
-
HECEÖYKÜ Dergisi Son Sayı
-
HECE Dergisi Özel Son Sayı
Ahmet BİN BELLA
Ahmed bin Bella, Cezayir Kurtuluş Savaşı’nın önderlerinden biri. Onu tarih sahnesine çıkaran etkenleri yeterince ortaya koyabilmek için, büyük Cezayir direnişinin iyi bilinmesi gerekir. Müslüman Cezayir halkı tarafından emperyalizme; onun fikrî ve fiilî işgaline bir buçuk asır mukavemet edildi. Ülkenin bütün cephelerinde yapılan kanlı savaşlar ve toplu kıyımlarda bir buçuk milyon şehit verildi.
Fransız emperyalizminin, Cezayir’i görünürde terk etmek zorunda kaldığı 1962 yılında devlet başkanlığı görevini üstlenen Ahmed bin Bella, 1965 yılında Bumedyen’in başını çektiği bir darbeyle bu görevden uzaklaştırılmıştı. Bin Bella, tutuklu kaldığı süreyi kültürel ve düşünsel donanımı için çok iyi değerlendirmesini bilmiştir. Özel olarak ilgilendiğini söylediği bilim alanlarının başında; kültür, felsefe, edebiyat, iktisat, sosyoloji gibi konular gelmektedir. Bu arada, ihtilâl sırasında ve idarede ortaya koyduğu tecrübelerini yeni baştan gözden geçirerek, yerinde ve uygun gördüklerini almış, uygun görmediklerini de terk etmiştir. Ayrıca idare, iktisat ve ihtilâl konularında, başta çağdaşları olmak üzere, önem verdiği isimlerin tecrübelerini incelemeye özen göstermiştir. Kendi deyişiyle, hapishaneyi bir sınıfa çevirmiş; hapis hayatı sonundaki dönem için ilim ve irfan tahsiline koyulmuştur. Devlet başkanlığı döneminde, Cezayir halkının genel beklentilerinin aksine, ılımlı ve özel bir sosyalist çizgiden yanayken, 15 yıl kaldığı cezaevinden 1980’de serbest bırakıldıktan sonra, İslâmî düşünceye yönelmiş, öne sürdüğü radikal görüşleriyle dikkat çekmeye başlamıştır
Üzgünüz, içerik bulunamadı!