Erich Fromm'un İnsan ve Toplum Anlayışı
kitapları okumaz tüketir. Modern insan, kapitalist üretim sisteminden dolayı korkak ve yabancılaşmış hale gelmiştir. Kapitalist sistem, bireyin içinde kendini aciz hissettiği ekonomi ve bürokrasi devlerini yaratmıştır. Bunun sonucunda, bireylerin toplumsal hareketlere aktif katılımı azalır. Bireylerin kapitalist toplumdaki başarısı, sistemle uyumuna ve beklendik biçimde “evet” ve “hayır” diyebilmesine bağlıdır.
Hümanist ve bütüncül bir sosyal bilim paradigması geliştirmeye çalışan Fromm, hayatını modernitenin sorunlarını anlamaya ve bu sorunlara çözümler bulmaya adamıştır. Modern insanın bunalımının psikolojik, sosyolojik ve antropolojik temelleri üzerinde durmuştur. Modernitedeki yabancılaşma sorununun çözümünü, insanın içsel aydınlanması ile toplumun bilim, teknoloji, ekonomi ve siyaset alanlarındaki köklü dönüşümünde görmektedir. Dönüşümün iki ön koşulu; din, felsefe ve bilim çevrelerinin işbirliği yapmaları, “hakikat”e ve insan doğasına uygun bir rasyonelliğin benimsenmesidir.
Bu kitap, sosyal bilimcilerin toplumsal hayatın gözlemcisi olmaktan öte, insani sorumlulukları olduğunu hatırlatan Fromm’un sesini kalıcı kılma çabalarına bir katkıdır.