Kiralık Konak Romanında Batılılaşma ve Dil Sorunları
BATILILAŞMA VE DIL SORUNLARI
İBRAHIM DEMIRCI
Kiralık Konak romanı aslında neyi anlatmak istiyor? Ailenin
çözülüşünü mü, konak hayatının çöküşünü mü, imparatorluğun
dağılmasını mı?
Bu soruya “Hepsini birden!” cevabını vermemiz mümkündür. Hakkı
Celis, “Boş bir odada saatlerce Klodel’in şiirlerini inşat eden” o çocuk,
sadeleştirme operasyonundan sonra “Verlaine şiirleri”ni inşat eder
olmuştur (s. 153). Bu değişikliğin arkasında özel bir kasıt arayalım
mı? Acaba Paul Claudel (1868-1955) koyu bir katolik olduğu için
Kiralık Konak’tan kovulmuş olabilir mi?
Acaba Kiralık Konak romanının basımında gösterilen özensizlikte
ve bu özensizliğin giderek artmasında bu resmîliğin de bir payı var
mıdır?
Bu soruya üzülerek “evet” cevabını verebiliriz. Çünkü ülkemizde
resmî işler, öteden beri bir tür dokunulmazlık, tartışılmazlık zırhıyla
kuşatılmıştır. Bu durum, o işleri değerli ve saygın bir konuma
yükseltmez. Tam tersine, geçici olarak tahammül edilmesi gereken
bir “gösteri”ye, “gösteriş”e, “angarya”ya dönüştürür. Angaryadan
düzgün ürün çıkmaz.