Seyyah ve Derviş
Yazar, “başkası bize ayna tutarak kendimizi tanımamızı sağlar” anlayışındadır. Dünyayı bu anlayışla dolaşır. Bu anlayış üzerinden başkasını anlamaya ve anlatmaya çalışırken aslında kendi resmimizi ortaya koyar. Moğolları anlatırken Müslüman toplumları; Rusya’yı, Avrupa’yı anlatırken Osmanlı’yı anlatır. Başka toplumun kültürüyle, değerleriyle, inancıyla, normlarıyla yoğrulmuş bir insanı okurken kendimizi okuyoruz onun kaleminden.
Seyyah ve Derviş, okuyucuda merak ve tecessüs güdülerini uyandırıyor, onu dünyayı gezme, görme ve anlama isteğiyle baş başa bırakıyor. Bizleri evlerimizden, yumuşak yataklarımızdan çıkıp yollara düşmeye; gördüklerimizi tarihle, sosyolojiyle, edebiyatla yoğurmaya; dervişâne bir hâl, güzel bir üslûp ve enfes bir dil ile anlatmaya çağırıyor…